Sinop’un Türkeli ilçesine bağlı Akçabük köyünde yüzyıllardır toprağa kök salan bir meşe ağacı, sadece gövdesiyle değil, hafızasıyla da köylülerin ortak paydası olmayı sürdürüyor. Asırlardır köy halkının buluşma, sohbet ve dinlenme noktası olan bu ulu meşe, 2023 yılında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü tarafından yapılan incelemeler sonucu 675 yaşında olduğu belirlenerek “anıt ağaç” ilan edildi.
SİNOP’UN EN YAŞLI AĞACI
251 santimetrelik gövde çapı ve 23 metreye ulaşan boyuyla Sinop’un en yaşlı ağacı olma unvanını taşıyan bu meşe, gölgesiyle geçmişten bugüne köy halkına huzur sunuyor. Cuma namazlarından bayram sohbetlerine, sıradan günlerdeki dinlenmelere kadar her anın tanığı olan bu ağaç, günümüzde ise bir kültür mekânı haline gelmiş durumda.
Anıt ağacın gölgesinde zaman zaman düzenlenen sosyal etkinlikler, geçmişle geleceği buluşturuyor. Kaymakamlık ve çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından gerçekleştirilen resim atölyeleri, kitap okuma günleri ve söyleşiler, köy çocuklarını doğayla ve kültürel mirasla iç içe büyütüyor.
Bu yıl Türkeli Eğitim ve Kültür Günleri kapsamında düzenlenen etkinliğe katılan Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cevdet Yılmaz, anıt ağaçların sadece doğa varlığı değil, aynı zamanda birer tarihsel belge olduğunu vurguladı.
“Bu ağaç, bulunduğumuz bölgenin geçmiş iklim yapısı ve bitki örtüsüne dair önemli ipuçları sunarken, yerel halk için de geçmişle bağ kurmanın bir aracına dönüşüyor” diyen Yılmaz, bu tür doğal mirasların korunmasının gelecek kuşaklara aktarılması açısından taşıdığı öneme dikkat çekti:
Bu tür etkinliklerle çocuklar sadece yaşlılarla değil, atalarının gölgesiyle de buluşuyor. Bu bağlamda anıt ağaçların korunması kadar, onları anlamak ve anlatmak da bir sorumluluk.
“DEV DALLARIYLA KÖYÜMÜZÜN KALBİDİR”
Akçabük köyü sakinlerinden Doğukan Karagülle ise meşe ağacının çocukluk anılarının ayrılmaz bir parçası olduğunu dile getirdi.
“Bu ağaç, köyümüzün kalbinde yer alır. Yol tarifleri bile onun üzerinden yapılırdı: ‘Koca meşeyi geçince sağa dön,’ derdik” diyerek geçmişe dair bir tebessüm paylaştı.
Ağacın ona her ilkbaharda yeniden yeşeren yapraklarıyla tazelenmeyi, her sonbaharda dökülen yapraklarıyla hayatın geçiciliğini hatırlattığını söyleyen Karagülle, sözlerini şöyle tamamladı:
Bu ağaç, bize her yaşın bir ilkbaharı olduğunu ve sonbaharda dökülen yapraklarla da hayatın kaçınılmaz döngüsünü anlatıyor. Ondan öğreneceğimiz çok şey var.
Leave a Reply